top of page
Yazarın fotoğrafıTûba İmik

'İdeal ...' Üzerine

(Okumak yerine dinlemeyi seçenler, sayfadaki podcast sekmesinden sesli versiyonuna ulaşabilirsiniz.)

🤗

Merhabaaa. Bu ufaklık omuzda gezmeyi seviyor ve mümkünse hep temas hâlinde olmak istiyor. Bir diğer kardeşi sadece oyun ile temas kurup onun dışında özgürce takılmaktan keyif alıyor. Bir başkası da mümkünse bolca yemek, uyku, aralarda da oyun peşinde ama en çok yemek ve uyku. Neden bunu anlatıyorum elbet bağlayacağım bir yere.

😇

Geçen gün bir dekorasyon dergisini karıştırırken düşündüğüm şeyler sadece bende kalmasın istedim.

Görselleri paylaşılan mekânları genelleyecek olursam; geniş, yüksek tavanlı, koca koca pencereleri olan, önleri açık ve doğa manzaralı yapılardan seçilmiş.

Baştan söyleyeyim; içiniz rahat olsun dostlar, genele vurduğumuzda öyle mekânlarda yaşayan oldukça az sayıda insan var. Ve onlardan birinde yaşamıyor olmak çok daha yüksek bir olasılık. Yani; böylesi bir mekânda yaşamıyorsanız sizde bir problem yok.

Kendimi bu dergiyi incelerken; gündelik hayatta pek de giyemeyeceğimiz kıyafetlerin olduğu bir moda dergisini veya gündelik hayatta pek de karşılaşmadığımız parlaklıkta ve gerginlikte cilde sahip, normal hayatta pek de mümkün olmayan beyazlıkta dişleri olan karakterlerin yer aldığı reklam panolarının ya da dizi, film vb. den birinin karşısında gibi hissettim.

Bu durum ilginç geliyor bana. Paylaşılanlar yaygın olanı yansıtmıyor. Ve kuvvetle muhtemel tüm bu kanallar vasıtasıyla ne kadar eksik olduğumuza inandırılmaya çalışılıyoruz. Elbette pek çok sebebi var ama şu an konumuz bu değil.

Eğer bu paylaşılanları baz alırsak; ‘yeteri kadar ışıltılı bir cildim yok, yeteri kadar beyaz dişlerim yok, yeteri kadar havalı bir evim yok, yeteri kadar gergin bir yüzüm yok… yok oğlu yok…’ derken kendimizi bulmak olası.

Bir yere kadar direnip belki kimimiz teslim oluyor ve gerek kozmetik operasyonlara, gerek dekorasyon uzmanlarına vb. ciddi paralar harcarken kendimizi bulabiliyoruz. Kimimizse kendi merkezinde kalıyor ve içinden gelen sesi dinlemeyi seçiyor, zamanın getirdiği beyazları, kırışıklıkları, doğal renkteki dişleri vb. olduğu hâli ile yaşıyor gidiyor.

Bunların biri iyi, biri kötü demek değil çabam. Zaten bu ikisi sadece birer örnek, dünya üzerindeki insan sayısı kadar çeşitliliği var olsa gerek bu skalanın.

Demek istediğim şu ki; bedenimiz ve yaşam mekânlarımız, özellikle de mekânsal olarak düşününce evimiz bize özel, sadece bize özel! Bir takım genellemeler, hap şeklinde verilen bilgiler bizimle örtüşmeyebilir ve bu son derece doğal. Mekânı algılayışımız, kullanma yatkınlığımız, neresinde ne kadar vakit geçirmek isteyip, neresinde hangi renklerle huzur bulacağımız kişiye özel.

Genellemeler cümbüşünü geçtim bir yandan da mevsimlik trendler var; sonbahar trendi dekorasyon, sonbahar trendi moda, sonbahar trendi renkler, sonbahar trendi sevgili… E bunun yazı var, kışı var, ilkbaharı var. Her birine uyalım dersek işimiz zor. :)

Hep diyorum yine diyeyim, bedenimiz ve iç sesimiz bilir; içeri girdiğinde o mekânda nasıl hissettiğini, o gün hangi rengi giymek istediğini, o dönem hangi tür işlerle uğraşmanın ona iyi geldiğini. En büyük danışman ve rehber kendimiziz. Hap bilgi ve genellemeler benim algıma göre asıl ‘yok oğlu yok’ olan şey. Hepimiz biriciğiz ve hepimize birden uyan bir renk, dekorasyon, giyim, dış görünüş, iç hâl skalası yok.

Bir sır daha vereyim, hem kendimden hem de şimdiye dek danışmanlık verdiğim dostlardan gözlemlediğim o ki, bir kişi için de tek bir cevap yok. Değişen, dönüşen, farklı zamanlarda farklı tercihlerin öne çıktığı bizler varız.

Son olarak; büyük emek verilen dekorasyon, moda, vb. paylaşım portallarını yermiyorum ve fakat onlarla farkındalıkla ilişki kurmaya bir davet sunuyorum. Keza oldukça keyifli ve belki de farkında olmadığımız ihtiyaç, arzu veya zevklerimizi keşfetmek için pekâlâ destekleyici bir araç olabilirler.

Başladığım tema ile kapanışı yaparım. Ben 3 kedi kardeşten örnek verdim, siz şimdi bunu kendinizle kardeşlerinize veya evlatlarınıza veya ebeveynlerinize veya uzun süredir aynı evi veya hayatı paylaştığınız kişilere vurup bir değerlendirin. Aynı mıyız? Aynı mıyız ki zevklerimiz ve renklerimiz aynı olsun?


©Tuba İmik Saka 2020

Bu yazı ve yazıya ait görselin tamamı ya da parçalarının kopyalanması, kaynak göstermeksizin ve izinsiz paylaşılması, yazar isminin değiştirilmesi Telif Hakları Kanunu hükümlerince yasaktır. Aksi durumlarda yasal işlem uygulanır.

3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page