Merhaba Sevgili Dostlar..
En son mutfaklarımız hakkında paylaşımda bulunmuştum, bugün de yemek mekânı, eylemi, içeriği gibi konulara biraz daha odaklanma niyetindeyim.
Bazılarımızın ayrı bir yemek odası var, bazılarımızın mutfağında masası, bazılarımız yerde sofra örtüsü serip yiyor, bazımız ise bizim gibi bakır siniyi alçak bir yükselti ile kullanıyor. :)
Bizim evde eşimle kullanmayı çok sevdiğimiz bir söz var, ‘her şeyin en az iki işlevi olmalı’. Bu hem yaratıcılığımızı tetikliyor, hem bizi daha çok tüketime karşı uyanık olmaya yönelik destekliyor, hem de kendi aramızda eğlenceli bir ortak paylaşım alanı yaratıyor. Üzerinde yemek yediğimiz bakır tepsinin bir başka işlevi de evin Feng Shui element haritasında oldukça zorlayıcı bir element alanında şahane bir dengeleyici rol üstleniyor olması. Ve hareket özgürlüğü sayesinde ister balkonda, ister açık havada yanımıza götürmek isteyeceğimiz bir yerde her daim bize eşlik edebiliyor.
Eşyalarıyla kiraladığımız bir evde yaşıyoruz ve evde bir sabit masa da var, bu masayı da kimi zaman yemek için, çoğunlukla da çalışmak için kullanıyoruz. Ancak evde sabit mobilyalardansa dilediğimizde hareket ettirebildiğimiz ve bize mekânı farklı şekillerde kullanma olasılığı sunan çözümler bize daha çok heyecan veriyor.
Yemek masaları ve yataklar (bu konuyu daha sonra detaylı açıyor olacağız) beni mekânda sabit olarak kapladıkları yer açısından oldukça düşündüren öğeler. Eğer bizim gibi çalışmak için de kullanılmıyorsa özellikle yemek masalarının gün içi kullanım süresi oldukça kısa oluyor ve oldukça büyük bir hacmi işgal ediyorlar.
Hadi başlayalım yemek masaları ve etrafında şekillenen yeme eylemine yönelik sorulara. Kendinize arzu ederseniz sakin bir vakit ayırıp bu soruları cevaplamanızı tavsiye ederim. Eğer yazarak cevaplamak mümkün olursa tadı da bir başka olabilir benden demesi. :)
Yeme eylemi sizin için ne ifade ediyor?
Günde kaç öğün yiyorsunuz? Düzenli mi, yoksa düzensiz mi yeme zamanlarınız?
Gerçekten acıktığınız için mi yiyorsunuz, yoksa farklı sebeplerle mi? (Şu saatte yemek lazımmış, günde şu kadar öğün yemek gerekirmiş, vb.)
Ramazan veya farklı zamanlarda gerçekleştirdiğiniz bir oruç pratiğiniz var mı? Size ne tür geri dönüşleri olduğunu hissediyorsunuz bu süreçlerin?
Moraliniz bozulduğunda, stres olduğunuzda veya çok mutlu olduğunuzda yeme eyleminiz bundan etkileniyor mu?
Sofralarınız sade mi yoksa çok çeşitli veya kalabalık mı?
Bir sofra geleneğiniz var mı, yoksa tabağınız elinizde koltuk, vb.herhangi bir yerde mi yiyorsunuz?
Yemek yerken nasıl bir ruh hâli ile sofrada (veya nerede yemeyi tercih ediyorsanız orada) oluyorsunuz?
Yemek yerken, tohumundan sofranıza geldiği aşamaya değin geçirdiği dönüşümlere, tüm bu süreçlere katkı sunanlara şükran duymak içinizden geliyor mu veya aklınızdan, gönlünüzden geçiyor mu?
Yemek esnasında farklı şeylerle ilgileniyor musunuz, yoksa sadece yemeğe mi konsantre oluyorsunuz? (Tv, telefon, tablet, sohbet, vb.)
Yemeklerinizi yerken görme, koklama, dokunma duyularınızı bile isteye sürece dahil ediyor musunuz? Ediyorsanız nasıl bir deneyime kapı açıyorlar, veya bunu denemek ister misiniz? Örneğin lokmayı ağzınıza almadan önce gözlerinizi kapatıp koklamak, eğer elle yenmesi mümkün bir şeyse elinize almak, yüzeyinin, dokusunun farkına varmak, buraya gelene dek yolculuğunu düşünmek, yutmadan evvel iyice sıvı kıvama gelinceğe değin çiğnemek, tat değişimlerine şahitlik etmek vb.
Yemekten sonra kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Şişkin, ağır, uykulu, sakin, hafif, normal, dengeli, huzurlu, şükran hissinde, vb.
Yemeğe başlamadan önce, bitirdikten sonra ya da en az birinde ettiğiniz bir dua, paylaştığınız bir niyet, âna gelmek için ayırdığınız farkındalıklı bir es var mı?
Sofranıza neyin nereden geldiğini önemsiyor musunuz, yoksa en yakın marketten ne bulursanız onu mu alıyorsunuz? Zincir marketlerden mi alış veriş ediyorsunuz, yerel esnafı veya çiftçiyi mi desteklemeyi önceliklendiriyorsunuz?
Şayet bir yemek masanız var ise ve sadece yemek işlevi için kullanılıyorsa onu dahil edebileceğiniz başka işlevler olabilir mi? Şayet olursa neler olabilir? Veya başka bir işlev için kullanmak mümkün değilse masa orada olmasa idi sizin için o alan başka bir işleve yuva olabilir miydi? Eğer bu soruya cevabınız olumlu ise minimum kaynak tüketimi ve maksimum faydayı gözeterek bunu nasıl mümkün kılabilirsiniz?
Hazır bahar mevsiminde iken balkonunuza, odalarınıza, bahçenize saksıda veya toprakta dikeceğiniz tohumlar veya edineceğiniz fideler ile bir üretim denemesi yapmak size nasıl hissettirir? Hali hazırda yapıyorsanız bunun için hem kendinizi hem de bitki dostlarınızı tebrik ediyor musunuz? Onlarla ilişkiniz nasıl? Sohbetiniz, muhabbetiniz var mı?
Kendi yetiştirdiğiniz bitkiler, sebzeler, meyveler var ise bunu hayatın döngüselliğini (döngüzelliğini :)) hatırlamak için bir fırsat olarak kullanmak fikri size nasıl hissettiriyor?
Besinlerinizi edinirken etik üretim, gıda zehiri kullanılmadan üretim, yerel üretim gibi kıstaslara farkındalığınız ne durumda, yok ise geliştirmek size nasıl hissettirir?
Şimdilik burada sonlandırıp, bir dahaki buluşma için heyecanımı paylaşıyor olayım. Bu arada geçen günkü ‘hep soru, hani öneri’ konusu üzerine elbette bu defa yazarken daha farklı bir şahitlikle yazdım amma velakin ben soru sorar görünürken açık açık mesaj veriyorum yahu. Sorularım bayağı manipülatif, direk öneri yazsam bu kadar olurmuş zati. Ben bu konu üzerine biraz düşüneyim. 😂
Denge, huzur, farkındalık kabul edenlerle, kolaylıkla ve güzellikle olsun. Sevgimle 🌸
*Fotoğrafta sarışın güzelimin korumasındaki ‘tohumdaaan fidanaaa’ isimli şarkıyı söyleyen dostlarımıza şahit oluyorsunuz. Gün be gün dönüşümlerini görmek öyle şahane bir his ki. 🙏🏽💚
©Tûba İmik Saka 2021
Bu yazı ve yazıya ait görselin tamamı ya da parçalarının kopyalanması, kaynak göstermeksizin ve izinsiz paylaşılması, yazar isminin değiştirilmesi Telif Hakları Kanunu hükümlerince yasaktır. Aksi durumlarda yasal işlem uygulanır.
Comments